IŞİD nereye koşuyor?

© Photo: AP/Lefteris Pitarakis
Günümüzde tüm Ortadoğu halklarının kaderini tehdit etmekte olan IŞİD isimli terör örgütü, faaliyet alanı konusunda söz konusu coğrafya ile sınırlı kalmayacak gibi bir görüntü veriyor. Peki, bundan daha kısa bir süre öncesine kadar El Kaide ile karşılaştırılamayacak kadar küçük çapta olan IŞİD isimli terör örgütü, mevcut faaliyet ve etki alanını daha ne kadar genişletebilir?
Meseleye ilişkin olarak yorum yapan uzmanlara ve analistlere göre IŞİD, bugün itibariyle muazzam bir finans ve insan kaynağına sahip. Farkı değerlendirmelere göre geçtiğimiz Haziran ayında 4 bin kadar militanı bulunan örgüt, aradan geçen iki ayın ardından Eylül itibariyle militan sayısını bir anda 50 bine çıkartmayı başardı. Örgütün kaçak petrol satışından günlük olarak elde ettiği gelir ise milyon dolarla ifade ediliyor. Bu bağlamda örgütün silah, mühimmat, zırhlı askeri taşıt, tank ve hatta uçak konusunda da herhangi bir sıkıntısı bulunmamakta.
Ancak IŞİD’in en büyük ve en önemli kaynağı, aslında üzerinde çok da fazla durulmayan propaganda faaliyetleri sonucunda elde ettiği imkanlar olmaktadır. Örgütün lider kadrosu tarafından yaratılan dev propaganda mekanizması hemen hemen tüm siyasal ve sosyal alanlarda büyük bir güç ve verim ile çalışmaktadır. Ele geçirilen kentlerde bulunan radyo ve televizyon istasyonlarında yayımlanan programların yanı sıra, yayınevlerinde ve matbaalarda bastırdıkları broşürler ve elbette internette yayımladıkları video görüntüleri bu propaganda mekanizmasının en önemli dinamiklerini oluşturmakta ve bu sayede de IŞİD gerek insan ve finans, gerekse askeri ve propaganda kaynakları konusunda insanlık tarihinin en büyük terör örgütü olmaktadır.
Örgütün dünya çapındaki yeraltı hücre evlerinin sayısı tahmin dahi edilmemektedir. Kanada’da geçtiğimiz günlerde meydana gelen silahlı saldırı olayı bir anda tüm dikkatleri bu yöne çekse de IŞİD’in Kuzey Amerika’ya yönelik bir saldırı planını şu an itibariyle hayata geçirmesi şimdilik zor görünüyor. Ancak uzmanlar örgütün aktif bir şekilde faaliyet gösterdiği alana daha yakın konumda bulunan ülkelerin ise doğrudan tehdit altında olduğu konusunda hemfikir. Meseleye ilişkin olarak görüşlerine başvurduğumuz siyaset bilimci Said Gafurov, IŞİD’in sadece Ortadoğu ülkeleri için değil, aynı zamanda Orta Asya ülkeleri için de ciddi bir tehdit olduğu görüşünde:
‘‘Maalesef ne Tacikistan ne Özbekistan ne de Türkmenistan’ın silahlı kuvvetleri bugün IŞİD’e karşı koyabilecek durumda değildir. IŞİD militanları bugün itibariyle dünyanın en iyi ve deneyimli piyadeleri konumundadır. Hava saldırısı altında aktif olarak savaşan bu militanlar, taktik ve muharebe yeteneği konusunda da inanılmaz bir tecrübeye ve yeteneğe sahip. Bu radikal İslamcı militanları şu an sadece birtakım coğrafi faktörler durdurmaktadır. Ancak buna rağmen Orta Asya’ya hiç de uzak değiller ve bu coğrafya potansiyel olarak tehdit altındadır. Bilindiği üzere IŞİD, Bağdat’ı ele geçirmeyi planlamaktaydı. Ancak Batılı petrol şirketlerinin devreye girmesi ile birlikte bu planlarda bir takım değişiklikler meydana geldi. IŞİD şimdilerde Rusya ve Orta Asya ülkeleri için tehdit unsuru teşkil edebilecek bir yol haritası dahilinde hareket etmektedir’’.
İlgili konu üzerine çalışan analistlerin büyük bir çoğunluğu Afganistan’ı Asya’daki mevcut istikrarsızlığın merkezi olarak nitelendirmektedir. Amerikalıların bu ülkede uğradığı somut başarısızlık ise Taliban’ın kuzeye doğru hareket etmesine ve giderek büyümesine olanak tanımaktadır. Said Gafurov, söz konusu şartlar altında Taliban’ın Ortadoğulu köktendinci radikal örgütle işbirliğine gitmesinin olasılıklar dahilinde olduğunu, böyle bir şeyin gerçekleşmesi halinde ise tüm bölgenin ciddi manada zarar göreceğini ifade ediyor:
‘‘Sıkıntının sadece Tacikistan ve Özbekistan ile sınırlı kalacağını düşünmek son derece büyük bir hata olur. Çünkü radikal ve köktendinci İslamcılar Orta Asya’nın çok geniş bir kesiminde büyük destek görmekte. Bu bağlamda Taliban’ın IŞİD ile ortak bir dili konuşması ve temel prensipler üzerinde uzlaşması hiç de uzak bir ihtimal değildir. Kişisel kanaatime göre, iki örgüt arasındaki görüşmeler zaten başlamış durumdadır. Sonuç olarak Orta Asya’da bulunan bazı ülkeler ciddi tehdit altındadır’’.
Batılı ülkeler tarafından IŞİD mevzilerine yönelik olarak düzenlenmekte olan hava saldırılarının bu örgüte ciddi zarar verdiğini söylemek şimdilik mümkün değildir. ABD tarafından IŞİD’e karşı kurulan ve pek çok devletten de destek gören uluslararası koalisyonun düzenlediği hava saldırıları sonucunda ortaya çıkan genel görüntü, çok önemli bir soruyu da gündeme taşımaktadır: IŞİD’e karşı gerçekleştirilen hava saldırıları ile sanıldığının aksine bu örgütün çökertilmesi değil de sadece zengin petrol yataklarının olduğu Ortadoğu’dan başka bir coğrafyaya doğru uzaklaştırılması mı planlanmaktadır?
Tamamını oku: http://turkish.ruvr.ru/2014_10_27/ISHID-n